Lenfosit (LYM) Nedir? Düşüklüğü ve yüksekliği ne anlama gelir?

Lenfosit kişilerin bağışıklık sistemlerinde yer alan ana özellikteki birtakım beyaz kan hücrelerinden birisini ifade etmektedir. Kemik iliğinde bulunan kök hücrelerin ürettiği lenfositler kan hücreleri içerisinde bulunmaktadır. Dolaşım sisteminde bulunsalar da genellikle dalak, bademcik, lenf benzeri gibi organ ve dokularda yoğunlaşmaktadır. Lenfositler yetişkin bir bireydeki toplam beyaz kan hicresi miktarının yaklaşık olarak %20 – %40’lık oranını oluşturmaktadır.

Lenfosit Ne İşe Yaramaktadır?

Lenfositler vücudun korunmasında rol almakta ve mantar, parazit, bakteri ve çeşitli mikroorganizmalara karşı antikor üreterek enfeksiyonlara karşı mücadele gerçekleştirmektedir. Lenfositler 3 temel türe ayrılmaktadır.
T hücreleri; kandaki lenfosit miktarının %80’ini oluşturmakta ve hücre arası iletişimi sağlarken hastalıklı hücrelerin yok edilmesini sağlamaktadır.
B hücreleri; istilacı özellikteki bakteri ve benzeri mikroorganizmaları sağlayan lenfositleri ifade etmektedir. Kandaki lenfosit miktarının %10’unu ifade etmekte ve dalakta olgunlaşmaktadır.
Doğal öldürücü hücreleri; kemik iliği ve dalak bölgesinde yoğunlaşırken kandaki lenfosit miktarının %10’luk kısmını ifade etmektedir. Tümör ya da virüs bulunan hücrelerin öldürülmesini sağlayan bileşikler barındırmaktadır.

Lenfosit Düşüklüğü (Lenfopeni) Nedir?

Lenfosit düşüklüğü kan dolaşımında yer alan lenfosit sayısı miktarının normal olması gerekenden düşük olmasını ifade etmektedir. Lenfosit düşüklüğünün teşhisinin konulabilmesi için yetişkin bir bireyde 1000’den çocuklarda 3000’den daha az bir değerin görülmesi gerekmektedir. Lenfosit değerindeki düşüklük kişinin bağışıklık sisteminin görev gerçekleştirmesini zorlaştırmaktadır. Bu durum da kişilerin enfeksiyon ve kanserli hücreler gibi durumlara karşı kendini koruyamaz hale gelmesine yol açmaktadır. Lenfosit düşüklüğü çoğunlukla geçici olan durumu ifade etse de uzun süreli olmaktadır. Bu durumun tedavi edilmemesi halinde enfeksiyon oluşma riski artış göstermektedir.

Lenfosit düşüklüğü durumunun birbirinden farklı birçok nedeni bulunsa da birtakım nedenler yoğunluk gösterebilmektedir. Lenfosit düşüklüğünün nedenleri;

• Yeterince lenfosit üretilememesi, 
• Lenfositlerin toksinlerce imha edilmesi,
• Lenfositlerin belirli bir noktada tutulması,
• Yeteri kadar beslenmeme,
• Çinko oranında eksiklik,
• HIV, AIDS,
• Birtakım enfeksiyon hastalıkları,
• Çeşitli ilaçların kullanımı,
• Radyasyon ve kemoterapi benzeri tedaviler, 
• Stres durumu ve içki, alkol tüketimi, gibi durumlar lenfosit düşüklüğünün en önemli nedenleri arasında yer almaktadır.

T hücrelerinin lenfosit hücrelerinin büyük bölümünü oluşturması nedeniyle en yüksek lenfosit düşüklüğünün görüldüğü hücreler olmaktadır.

Lenfosit miktarının düşük olması halinde belirti göstermeyebilmektedir. Bu durum özellikle ileri yaşta ya da yetişkin kişilerde belirti görülmeyebilmektedir. Genellikle başka herhangi bir hastalığın belirtisi durumunda gerçekleştirilen kan testleri sırasında ortaya çıkmaktadır. Belirti göstermesi halinde ise ateş, burun akıntısı, kilo kaybı, eklemlerde ağrı gibi şeklinde olabilmektedir.

Lenfosit Yüksekliği (Lenfositoz) Nedir?

Kan dolaşımında yer alan lenfosit miktarındaki artış durumunu ifade etmektedir. Lenfositoz teşhisinin konulabilmesi için yetişkin bireyde 4800 üzeri ve yaşlarına göre değişkenlik gösterebilse de çocuklarda 9000 üzerinde olması gerekmektedir. Lenfosit yüksekliği genellikle birtakım hastalıklar neticesinde oluşabilmekte ve genellikle zararlı olmayan ve geçici olan bir durum olmaktadır. Lenfosit yüksekliği kan kanseri başta olmak üzere çeşitli ciddi hastalıkların belirtisi olabilmektedir.

Lenfosit sayısında zaman zaman çeşitli nedenlerle artışlar yaşanabilmektedir. Artış durumunun sürekli olması halinde ciddi hastalıkların varlığına işaret olabilmektedir. İshal, ateş, kusma, halsizlik ve benzeri belirtiler lenfosit yüksekliğinin nedenleri arasında yer almaktadır.

Bağışıklık sistemindeki en önemli parçalar arasında yer alan lenfositler kişilerin hastalıklarla savaşmasında önemli rol oynamaktadır. Ancak bu durum süreklilik kazanırsa daha ciddi bir hastalığa işaret edebilir. Bu hastalıklar;

• Sarılık,
• Boğmaca, 
• Parazit hastalığı,
• Brusella,
• Kan damarı iltihabı, 
• HIV ve AIDS ve benzeri hastalıklar olmaktadır.